Katil İsrail ordusuna ait gizli bir istihbarat veri tabanı, Gazze’de öldürülen her altı kişiden beşinin sivil olduğunu ortaya koydu. Sağlık Bakanlığı verileriyle örtüşen bu oran, modern savaşlarda nadiren görülen boyutta bir sivil katliama işaret ediyor.
Devamını Oku
- Fri, 2025-08-22 19:08:00
- 0
- 0

- Fri, 2025-08-22 17:58:00
- 0
- 0
ABD Başkanı Donald Trump, Rusya-Ukrayna barış sürecine ilişkin, "Putin ile Zelenski'nin birlikte çalışıp çalışamayacağını göreceğiz." dedi.
Devamını Oku
- Fri, 2025-08-22 17:35:00
- 0
- 0
Dünyanın önde gelen haber ajanslarından Reuters'ın çalışanları, İsrail'in Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de devam ettirdiği soykırımı haberleştirme konusunda şirket yönetimi ve editoryal kadronun İsrail yanlısı tutumu nedeniyle engelleme ve sansürlerle karşı karşıya kalıyor.
Devamını Oku
- Fri, 2025-08-22 17:14:00
- 0
- 0
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yapılacak olası görüşmenin gerçekleşmemesi için Moskova hükümetinin "her şeyi" yaptığını söyledi.
Devamını Oku
- Fri, 2025-08-22 16:36:00
- 0
- 0
İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy, Gazze kenti ve çevresindeki bölgede yaşanan kıtlığın teyidinin son derece dehşet verici ve tamamen önlenebilir nitelikte olduğunu ve İsrail hükümetinin Gazze'ye yeterli yardımın girmesine izin vermemesinin bu "insan yapımı" felakete neden olduğunu bildirdi.
Devamını Oku
- Fri, 2025-08-22 16:23:00
- 0
- 0
İsrail'in saldırıları ve ablukası nedeniyle kıtlık yaşanan Gazze Şeridi'nde son 24 saatte 2 Filistinli kadının daha açlıktan yaşamını yitirdiği, açlıktan ölenlerin sayısının 273'e çıktığı bildirildi.
Devamını Oku
- Fri, 2025-08-22 16:21:00
- 0
- 0
İsrail'in son 24 saatte Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı 71 artarak 62 bin 263'e yükseldi.
Devamını Oku
- Fri, 2025-08-22 15:20:00
- 0
- 0
İsrail'in Gazze Şeridi'nde 7 Ekim 2023'ten bu yana sürdürdüğü soykırımda en az 1581 sağlık çalışanını öldürdüğü belirtildi.
Devamını Oku
- Fri, 2025-08-22 15:15:00
- 0
- 0
Avrupa Birliği (AB) Komisyonunun Eşitlik, Hazırlıklılık ve Kriz Yönetiminden sorumlu üyesi Hadja Lahbib, Gazze'deki durumun açlık seviyesine ulaştığına değinerek, İsrail'e kesintisiz ve sürekli insani erişime izin verme çağrısı yaptı.
Devamını Oku
- Fri, 2025-08-22 14:36:00
- 0
- 0
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Filistin Temsilcisi Rik Peeperkorn, DSÖ tarafından doğrulandığı üzere yalnızca 2025'te yetersiz beslenmenin etkileri nedeniyle 206 kişinin hayatını kaybettiğini belirterek, "Bu, insan yapımı bir kriz ve tersine çevrilmeli." uyarısında bulundu.
Devamını Oku
- Fri, 2025-08-22 14:15:00
- 0
- 0
Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Tom Fletcher, Gazze'deki duruma ilişkin, "Bu bir kıtlık, izin verilseydi önleyebileceğimiz bir kıtlık. Ancak İsrail'in sistematik engellemeleri nedeniyle sınırlarda gıda birikiyor." dedi.
Devamını Oku
- Fri, 2025-08-22 12:58:00
- 0
- 0
Birleşmiş Milletler (BM), Gazze'de ilk kez kıtlık yaşandığını resmen ilan etti ve bu durumu "tüm dünya için bir utanç" olarak nitelendirdi.
Devamını OkuSoykırımcı İsrail ordusunun gizli verileri: Gazze’de öldürülenlerin yüzde 83’ü sivil

Soykırımcı İsrail ordusunun askeri veri tabanından elde edilen bilgiler, Gazze’de öldürülen her altı kişiden beşinin sivil olduğunu ortaya koydu.
Guardian, +972 Magazine ve Local Call’un ortak araştırmasına göre, Mayıs 2025 itibarıyla İsrail ordusu, Hamas ve İslami Cihad’a bağlı 8 bin 900 askerin öldüğünü veya “muhtemelen öldüğünü” kayda geçti.
Aynı dönemde Gazze Sağlık Bakanlığı toplam can kaybını 53 bin olarak açıkladı. Bu da ölenlerin yalnızca yüzde 17’sinin asker, yüzde 83’ünün ise sivil olduğunu gösteriyor.
Modern savaşlarda eşi benzeri yok
Uppsala Çatışma Veri Programı’ndan Therése Pettersson, “Bu oran, modern çatışmalarda neredeyse hiç görülmeyen bir seviyede. Böylesine yüksek bir sivil kayıp oranı uzun süre boyunca devam ettiğinde çok istisnai bir durum ortaya çıkar” dedi.
Uzmanlara göre gerçek tablo daha da ağır olabilir. Çünkü Gazze Sağlık Bakanlığı yalnızca enkaz altından çıkarılan cesetleri kayda geçiriyor; hâlâ binlerce kayıp olduğu biliniyor. Mayıs ayından sonra ise İsrail’in yardım kuruluşlarının yerine geçerek gıda dağıtımını kontrol etmesiyle, sivillerin açlık ve bombardıman nedeniyle ölümleri daha da arttı.
İsrail’den çelişkili açıklamalar
İsrail ordusu, veri tabanının varlığını reddetmedi ancak rakamların “yanlış” olduğunu iddia etti.
Öte yandan Local Call’un aktardığına göre, İsrail ordusu Gazze Sağlık Bakanlığı verilerini kendi savaş planlamasında güvenilir buluyor. Eski askeri istihbarat başkanlarının da bu verileri açıkça kullandığı biliniyor.
Katil İsrail'e eleştiriler yükseliyor
Uluslararası insan hakları örgütleri, akademisyenler ve hukukçular, İsrail’in Gazze’deki saldırılarının soykırım niteliği taşıdığını belirtiyor. İsrail’in bombardımanları, hastaneleri, okulları ve gıda merkezlerini hedef alarak sivilleri kitlesel şekilde öldürdüğü vurgulanıyor.
İsrailli bazı askerler ve eski generaller de kamuoyuna açıklanan rakamların abartılı olduğunu, sahada öldürülenlerin çoğunun sivil olduğunu doğruladı. Eski general Itzhak Brik, “Söylenenle sahada olan arasında hiçbir bağlantı yok, bu büyük bir aldatmaca” ifadelerini kullandı.
Zorunlu göç tartışması
Londra Ekonomi Okulu’ndan Prof. Mary Kaldor, İsrail’in Gazze’de uyguladığı savaş yönteminin klasik çatışmalardan farklı olduğunu belirterek, “Bu bir savaş değil, sivillere yönelik hedefli bir yok etme kampanyası. Amaç belki de nüfusu zorla göç ettirmek” dedi.
Uluslararası hukuk uzmanları, sivillerin kitlesel şekilde hedef alınmasının savaş suçu ve soykırım kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor. İnsan hakları örgütleri ise İsrail’in Gazze’de uyguladığı politikaları “tarihi ölçekte bir sivil katliam” olarak tanımlıyor.
- Kaynak: TRT Haber | www.trthaber.com
Trump: Putin ile Zelenski'nin birlikte çalışıp çalışamayacağını göreceğiz

ABD Başkanı Trump, başkent Washington'da bulunan bir müzeyi ziyaretinde Rusya-Ukrayna sürecine ilişkin bir açıklama yaptı.
Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'nin bir araya geleceği bir toplantının yapılmasını halen sabırsızlıkla beklediğini belirterek, şöyle konuştu:
"Putin ile Zelenski'nin birlikte çalışıp çalışamayacağını göreceğiz. Bu ilişki biraz da yağ ve sirke gibi bir şey. Malum nedenlerden dolayı pek iyi anlaşamıyorlar ama göreceğiz. (Liderler zirvesinde) Benim orada olmamdan ziyade ben onların bir toplantı yapıp nasıl bir yol bulabileceklerini görmek isterim."
Şu ana dek 6 savaşı durdurduğunu savunan Trump, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın şu ana dek uğraştığı en zor savaş olduğunu ancak bunu da sona erdirmeyi çok istediğini dile getirdi.
- Kaynak: TRT Haber | www.trthaber.com
Reuters’ta İsrail yanlısı sansür: Gazze soykırımı haberlerinde çifte standart

1851'de Londra'da kurulan, şu anda günlük izleyici kitlesinin 1 milyarı aştığı tahmin edilen ve en etkili küresel haber ajanslardan olan Reuters, Filistinlilerle ilgili haberlerde "İsrail yanlısı ön yargı" ile hareket etme ve sansür uygulamakla suçlanıyor.
İngiltere merkezli "Declassified UK" yayın organına isimlerinin gizli kalması koşuluyla konuşan Reuters çalışanları, ajansın üst yönetimi ve editör kadrosunda Gazze'deki soykırıma karşı "İsrail yanlısı önyargı" bulunduğunu ifade etti.
Reuters, Gazze Şeridi'nde 2,5 yıldır devam eden İsrail soykırımını dünyaya duyuran önemli seslerden biri olan Filistinli gazeteci Enes Cemal eş-Şerif'in bu ay İsrail saldırısında hayatını kaybetmesini, "İsrail, Hamas lideri olduğunu iddia ettiği Al Jazeera muhabirini öldürdü" başlığıyla yayımladı.
Bu haber başlığının, eş-Şerif'in daha önce bu ajans için çalışmış olması ve 2024 Pulitzer Ödülü'nü kazanan Reuters ekibinin bir parçası olmasına rağmen kullanılması kamuoyunda büyük tepkiye yol açtı.
Kamuoyunun tepkisi küresel haber ajansının dünya geneli milyarlarca izleyicisiyle sınırlı kalmadı, bu durum hem Reuters'taki bazı çalışanlar arasında endişe uyandırdı hem de "editoryal taraflılık" konusunda bir iç incelemeye yol açtı.
Yayın organının haberine göre, Reuters gazetecileri tarafından yürütülen ve 7 Ekim-14 Kasım 2023 arasında yayımlanan "İsrail-Filistin" etiketi taşıyan 499 haberi inceleyen bir kurum içi araştırma, "İsraillileri etkileyen haberlere Filistinlilere kıyasla daha fazla kaynak ayırma konusunda tutarlı bir örüntü" saptadı.
Soruşturmanın bulgularıyla oluşan mektup
Reuters'tan bir kaynak, Declassified UK'ye yaptığı açıklamada, bu tespit sonrası haberlerin "nicel ve nitel analizlerini kapsayan bir iç soruşturma" yürütüldüğünü bildirdi. Kaynak "7 Ekim saldırısından birkaç hafta sonra, Reuters'taki bazı gazeteciler, İsrail-Gazze savaşıyla ilgili haberlerimizin nesnellikten yoksun olduğunu fark etti." dedi.
Söz konusu Reuters kaynağı, açıklamasında "Bulgular, Reuters'ın Gazze'ye yönelik gazeteciliğini güçlendirmeye kendini adamış haber merkezindeki gazetecileri saptamak ve birbirleri arası bağlantı kurmak için şirket içinde paylaşılan açık bir mektubun temelini de oluşturdu." değerlendirmesini yaptı.
Editoryal "gevşemeye" rağmen çifte standart
Bu gazeteci grubu, yaptığı eleştiride, "Kelimelerimizin önyargılı olduğunun açık bir örneği, 'Filistin' kelimesini kullanmayı yasaklama tercihimizdir. Filistin bazı Batı ülkelerinde bir devlet olarak tanınmasa da gerçek bir yer olmadığını iddia etmemize gerek yok." ifadesini kullandı.
Reuters'ın, uzmanların İsrail'in Gazze'de soykırım yaptığına dair iddiaları hakkında "neden daha fazla haber yapmadığını" sorgulayan bu grup, bunu, haber ajansının Rusya'nın Ukrayna'daki saldırılarıyla ilgili iddialara nasıl yaklaştığıyla karşılaştırdı.
Reuters Kalite ve Stil Editörü Howard S. Goller, aldıkları eleştiriler sonrası, yayın politikasını revize etmek amacıyla "Orta Doğu'daki çatışmaya ilişkin Reuters tarzı güncelleme" konulu bir e-posta gönderdi.
Güncelleme sayesinde, Reuters gazetecilerine "soykırım" kelimesini atıf yaparak kullanmalarına izin verilirken ancak Filistin teriminin "antik çağlardan 1948'e kadar olan tarihi Filistin'e yapılan atıflar" için halen sınırlı olduğuna dikkati çekildi.
Böylelikle "soykırım" terimine getirilen kısıtlamalar gevşetildi. Buna karşın Declassified UK tarafından yapılan analizde, Reuters'ın 21 Haziran-7 Ağustos arası "İsrail ve Hamas Savaşta" sayfasında yayımlanan yaklaşık 300 haberden sadece 14'ünde bu kelimenin kullanıldığı ortaya çıktı.
Metinlerde soykırımdan bahsedildiğinde ise bu ifade daima "İsrail'in bu iddiayı inkarıyla birlikte" kayda geçirildi. Buna karşın Sudan'daki Hızlı Destek Güçleri ya da Rusya gibi savaşta olan diğer tarafları anlatan durumun böyle olmadığı dikkati çekti.
Stil kılavuzunda "göz ardı edilen" bölümler
Declassified UK tarafından yapılan analiz, Editör Goller'in, e-postasında duyurulan stil kılavuzundan "Gazze Savaşı (2023-günümüz)" ve "Daha Geniş Bağlam" başlıklı bölümler alıntıladığını, ayrıntıları ise öncelikle İsrail'in bakış açısından sunduğunu, ABD ve İsrail'in ateşkes müzakerelerini sabote etmedeki rolü gibi önemli unsurlardan bahsetmediğini ortaya çıkardı.
Bu bölümlerin, İsrail'in yasa dışı yerleşimci sömürgeciliğini ve “apartheid” hedeflerini tamamen göz ardı ettiği ve Filistin'deki yıkımın boyutunu önemli ölçüde eksik bildirdiği tespit edildi.
Ayrıca, güncellenen stil kılavuzu bölümlerinde, bölgede ölü sayılarını izleyen "The Lancet" organının "Gazze'deki mevcut çatışmanın 186 bin ya da daha fazla ölüme yol açabileceği tahminine” atıfta bulunulmadığı ve Gazze'nin "gazeteciler için ölümcül bir çatışma bölgesi haline geldiği" gerçeğinin göz ardı edildiği aktarıldı.
Reuters ajansından bir sözcü Declassified UK’ye yaptığı açıklamada, yayınlarının "Thomson Reuters Güven İlkeleri'ne uygun olarak adil ve tarafsız olduğuna inandıklarını" bildirerek, "Birçok haber merkezinde olduğu gibi, savaşla ilgili haberlerimiz, kendi gazetecilerimiz de dahil olmak üzere yakından incelendi ve birçok yerden geri bildirim aldık." yorumunu yaptı.
"Gözlemlediğiniz kalıp özünde soykırım inkarı"
Sosyal medyada "manşet belirleyici" olarak bilinen Orta Doğu tarihi uzmanı Dr. Assal Rad, bu duruma yönelik Declassified UK’ye verdiği açıklamasında "Gözlemlediğiniz kalıp özünde soykırım inkarı.” ifadesine yer verdi.
Rad, "Reuters, İsrail'in Gazze'deki vahşetini, insan hakları uzmanları ve uluslararası kurumlar arasında İsrail'in soykırım işlediği sonucuna varan fikir birliğine rağmen, soykırım olarak adlandırmak yerine, devam eden bir ‘savaş’ veya ‘askeri harekatın’ parçası olarak çerçeveliyor." dedi.
"İsrailli failleri hesap vermekten muaf tutma" amacı
Ağustos 2024’te, eski Birleşmiş Milletler (BM) insan hakları avukatı Craig Mokhiber, Mondweiss haber sitesi için kaleme aldığı yazısında, “Batılı medya şirketlerinin sahadaki gerçekleri ve bunları gizlemek için neler yaptıklarının farkında olmadığını iddia etmek kesinlikle inandırıcı değil.” denilmişti.
Mokhiber, “Soykırımı izleyicilerinden gizlemek, Filistinli kurbanları sistematik olarak insanlıktan çıkarmak ve İsrailli failleri hesap vermekten muaf tutmak için tartışmasız bilinçli tercihler yaptılar." demişti.
Mayıs 2025’te Haaretz gazetesine yazan İsrailli gazeteci Gideon Levy, "Cesur ve dürüst bir medya ortamı bu askeri operasyonu önleyebilirdi ancak buna benzer bir şeye neredeyse hiç sahip değiliz." ifadesine yer vermişti.
- Kaynak: TRT Haber | www.trthaber.com
Zelenski: Rusya, Putin ile görüşmenin olmaması için her şeyi yapıyor

Zelenski, başkent Kiev'de bir araya geldiği NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ile düzenlenen ortak basın toplantısında açıklamalarda bulundu.
Moskova hükümetinin savaşın sonlanmasını geciktirmek amacıyla sürekli yeni ültimatomlar ileri sürdüğünü belirten Zelenski, "Rusya, Putin ile görüşmenin gerçekleşmemesi için her şeyi yapıyor." ifadesini kullandı.
Zelenski, Rusya'nın aksine, Ukrayna'nın liderlerle görüşmekten çekinmediğini söyleyerek "Mümkün olduğunca verimli şekilde çalışmaya hazırız." dedi.
Moskova'nın savaşı bitirme yönünde bir irade göstermemesi halinde Rusya'ya yeni yaptırımların uygulanması gerektiğini kaydeden Zelenski, "ABD'den ilerlemeye hazır olduklarına dair güçlü sinyaller alıyoruz, Avrupa ve koalisyon içindeki diğer ülkeler yardım etmeye hazırlar ve bunun için minnettarız." diye konuştu.
İHA'ların savaştaki rolü
Güvenlik garantileri konusunda ABD ile ortak anlayışa vardıklarına işaret eden Zelenski, "ABD, Ukrayna için güvenlik garantilerinin bir parçası olmaya hazır. Bu düzeyde bir hazırlığa ilk kez ulaşmış bulunuyoruz." dedi.
Zelenski, hedeflerinin NATO'nun 5'inci maddesine benzer nitelikte "net ve etkin" garantiler elde etmek olduğunu vurgulayarak bu çerçevede hangi ülkelerin karada, denizde ve hava sahasında güvenliği üstleneceğinin, hangilerinin Ukrayna ordusunun finansmanına katkı sunacağının açıkça belirlenmesi gerektiğini ifade etti.
ABD'den silah almayı sağlayan programın, Avrupalı partner ülkelerden 1,5 milyar dolarlık bir kaynak öngördüğünü belirten Zelenski, bu program sayesinde hava savunma sistemleri, özellikle Patriot füzeleri ve diğer ihtiyaç duyulan silahları temin edebildiklerini söyledi.
Zelenski, Ukrayna'nın insansız hava aracı (İHA) üretiminde büyük kapasiteye sahip olduğunu ancak finansal yetersizlik yaşadığını söyleyerek bu açığın kapatılması için uluslararası destek istediklerini dile getirdi.
Rusya'ya karşı verdikleri savaşta İHA'ların oynadığı rolün önemine işaret eden Zelenski, İHA'lar sayesinde hem cepheyi koruduklarını hem de can kayıplarını azaltabildiklerini aktardı.
Saldırganın hangi garantilere ihtiyacı olduğunu da bilmiyorum"
Zelenski, Ukrayna ordusunun gücünü koruması için fırsatlara erişilmesinin önemini vurgulayarak F-16 filo desteği için "ülkesinin ortaklarına" teşekkür etti.
Güvenlik garantilerinin "ortakların Ukrayna'ya neler verebileceğini" kapsadığını savunan Zelenski, bu uçakların Ukrayna’nın gökyüzünde güvenliğini garanti altına almaya yetmeyeceğinin farkında olduklarını kaydetti.
Şu anda ihtiyaçları olan tüm uçaklara henüz sahip olmadıklarına dikkati çeken Zelenski, şu değerlendirmede bulundu:
"Saldırgan Rusya olduğundan, Ukrayna'nın güvenliği ve egemenliği, toprak bütünlüğüdür. Rusya güvenlik garantileri konusunu gündeme getirdiğinde, dürüst olmak gerekirse, tam olarak kim onlar için tehdit oluşturuyor bilmiyorum. Onlar bize saldırdı. Onlar bizim topraklarımızdalar. Bu nedenle saldırganın hangi garantilere ihtiyacı olduğunu da bilmiyorum."
- Kaynak: TRT Haber | www.trthaber.com
İngiltere: İsrail'in yaptığı ahlaki bir rezalettir

Lammy, Birleşmiş Milletlerin (BM) desteklediği gözlem kuruluşu Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırmasının (IPC) 15 Ağustos itibarıyla Gazze kentindeki kıtlığı doğrulayan raporuna ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Bakan Lammy, "Gazze kenti ve çevresindeki bölgede yaşanan kıtlığın teyidi son derece dehşet verici ve tamamen önlenebilir nitelikte. İsrail hükümetinin Gazze'ye yeterli yardımın girmesine izin vermemesi, bu insan yapımı felakete neden olmuştur. Bu ahlaki bir rezalettir." ifadelerini kullandı.
IPC'nin raporunun, özellikle çocuklar için "mide bulandırıcı" sonuçları açıkça ortaya koyduğunu vurgulayan Lammy, İsrail hükümetinin durumun daha da kötüleşmesini engellemek için derhal harekete geçebileceğinin ve geçmesi gerektiğinin altını çizdi.
"İsrail hükümetini rotasını değiştirmeye ve planlarını durdurmaya çağırıyoruz"
Lammy, gıda, tıbbi malzeme, yakıt ve her türlü yardımın çaresizce ihtiyacı olanlara ulaşmasına derhal ve sürdürülebilir şekilde izin verilmesi gerektiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"İsrail hükümeti, BM ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarının hayat kurtaran çalışmalarını herhangi bir engelleme olmaksızın yürütmelerine izin vermeli. Yardımlar ihtiyaç sahiplerine acilen ve gecikmeksizin ulaşmalı. Yardımların azami hızda ve gereken ölçekte ulaştırılabilmesi için acilen ateşkese ihtiyacımız var. Bu, kıtlığın merkez üssü olan Gazze kentindeki askeri operasyonun durdurulmasını da içermektedir. İngiltere, zaten felaket boyuttaki insani durumu daha da kötüleştirecek ve Hamas'ın elindeki esirlerin hayatlarını tehlikeye atacak bu askeri eylemi kınadığını yineliyor. İsrail hükümetini rotasını değiştirmeye ve planlarını durdurmaya çağırıyoruz."
Lammy, Gazze'de yaşanan acıların son bulmasının, İsrailli esirlerin serbest bırakılmasını sağlamanın, yardımların artmasını temin etmenin ve kalıcı barış için çerçeve oluşturmanın tek yolunun "acil ve kalıcı ateşkes" olduğunu aktardı.
BM'nin desteklediği gözlem kuruluşu IPC'nin raporunda, 15 Ağustos itibarıyla Gazze kentindeki kıtlığın makul kanıtlarla doğrulandığı bildirilmişti.
Raporda, "22 ay süren acımasız çatışmaların ardından, Gazze Şeridi'nde yarım milyondan fazla insan açlık, yoksulluk ve ölümle karakterize felaket koşullarıyla karşı karşıya." tespitine de yer verilmişti.
- Kaynak: TRT Haber | www.trthaber.com
Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı 273’e yükseldi

Gazze'deki Sağlık Bakanlığı Genel Müdürü Munir el-Burş, yaptığı açıklamada, bölgede açlıktan hayatını kaybedenlere ilişkin bilgi verdi.
İsrail ablukası ve saldırıları altındaki Gazze'ye dayatılan açlığın can almaya devam ettiğini vurgulayan Burş, son 24 saatte 2 Filistinli kadın daha açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle yaşamını yitirdiğini ifade etti.
Burş, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de açlıktan ölenlerin sayısının 112'si çocuk, 273'e yükseldiğini kaydetti.
Hastane kaynakları, Gazze’nin güneyindeki Han Yunus kentinde yaşayan 5 aylık Filistinli bebek Gadir Bireyka'nın da şiddetli yetersiz beslenme nedeniyle bu sabah yaşamını yitirdiğini açıklamıştı.
Gazze "açlıktan" ölüyor
İsrail'in saldırıları ve insani yardım girişini kısıtlayan sıkı ablukası altındaki Gazze Şeridi, açlığın yayıldığı, su, ilaç, tıbbi gereçler ve hijyen malzemesinin bulunamadığı insani felaketi yaşıyor.
Başta çocuklar olmak üzere, Gazze Şeridi'nde açlık nedeniyle ölümler artıyor. Yerel ve uluslararası çevreler, İsrail'in "açlığı ve susuzluğu silah olarak" kullandığını belirtiyor.
Sivil altyapıyı da tahrip ederek Gazze'nin yüzde 88'ini yıkan İsrail ordusu, sürgün emirleriyle yerinden ettiği Filistinlileri sık sık barındıkları bölgelerde hedef alıyor.
Nüfusu yaklaşık 2,3 milyon olan Gazze'de İsrail saldırıları ve sürgün emirleriyle yerinden edilenlerin sayısının 2 milyona ulaştığı, çok sayıda kişinin defalarca yerinden edildiği belirtiliyor.
Temel malzemelerden yoksun şekilde yerinden edilen Filistinliler, derme çatma çadırlarda veya aşırı kalabalıklar içinde hijyen malzemelerinin eksikliğinde lavaboların bile yetersiz olduğu, bulaşıcı hastalıkların yayıldığı okullarda hayatta kalmaya çalışıyor.
İsrail ordusu ise günlük düzenlediği saldırılarla yerinden edilenlerin çadırlarını ve barındığı sivil noktaları bombalıyor.
- Kaynak: TRT Haber | www.trthaber.com
Katil İsrail'in Gazze'ye saldırılarında can kaybı 62 bin 263'e çıktı

Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail'in devam eden saldırılarında yaşanan can kayıpları ve yaralanmalara ilişkin son bilgiler paylaşıldı.
Son 24 saatte Gazze Şeridi'ndeki hastanelere 71 ölü ve 251 yaralının getirildiği kaydedildi.
İsrail ordusunun Gazze'de 19 Ocak'ta varılan ateşkesi bozarak 18 Mart'tan bu yana düzenlediği saldırılarda 10 bin 717 Filistinlinin yaşamını yitirdiği, 45 bin 324 kişinin yaralandığı ifade edildi.
Gazze'de İsrail-ABD güdümlü sözde yardım dağıtım noktalarında Filistinlilerin hedef alındığı sistematik saldırılarda 27 Mayıs'tan bu yana 2 bin 60 kişinin öldürüldüğü, 15 bin 197 kişinin yaralandığı aktarıldı.
Yardım almaya çalışırken son 24 saatte 24 Filistinlinin hayatını kaybettiği, 113'ünün yaralandığı bilgisine yer verildi.
İsrail'in kıtlığı dayattığı Gazze Şeridi'nde son 24 saatte 2 Filistinlinin daha açlıktan hayatını kaybettiği, açlık nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısının 112'si çocuk olmak üzere 273'e çıktığı hatırlatıldı.
İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten beri düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısının ise 62 bin 263'e, yaralıların sayısının 157 bin 365'e yükseldiği bildirildi.
Gazze Şeridi'nde enkaz altında hâlâ binlerce ölü olduğu belirtiliyor.
- Kaynak: TRT Haber | www.trthaber.com
Katil İsrail, Gazze'de en az 1581 sağlık çalışanını öldürdü

Gazze'deki Filistin Hükümetinin Medya Ofis Müdürü İsmail es-Sevabite, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail'in 22 aydan uzun süredir Gazze'de sürdürdüğü saldırılara ilişkin bilgi verdi.
İsrail'in devam eden saldırılarında sağlık çalışanlarının doğrudan hedef alındığını kaydeden Sevabite, bu durumu "tam anlamıyla bir savaş suçu ve uluslararası insan haklarının ağır ihlali" şeklinde niteledi.
Sevabite, Gazze'de (İsrail saldırılarında) 7 Ekim 2023’ten bu yana 1581 sağlık çalışanının öldürüldüğünü ifade ederek, bunlar arasında 157 doktor, 366 hemşire, 103 eczacı, 254 tıbbi asistan ve 611 idari sağlık personeli olduğunu ifadelerini kullanırken, diğer kayıpların da farklı alanlarda görev yaptığını belirtti.
Gazze'de İsrail'in yürüttüğü soykırım sürecinde 88'i doktor 362 sağlık personelinin alıkonulduğuna dikkati çeken Sevabite, alıkonulanlar arasında 132 hemşirenin bulunduğunu aktardı.
İsrail ordusunun 72 sağlık asistanı ve 47 idari çalışanı alıkoyduğu bilgisini veren Sevabite, diğer alanlarda çalışan birçok sağlık personelinin de Gazze'de alıkonulduğunu hatırlattı.
Sevabite, İsrail'in sağlık personelini hedef alarak "sivilleri Cenevre Sözleşmeleri'nde tanınan tedavi ve sağlık hizmetlerinden mahrum bıraktığını ve insani felaketini derinleştirdiğini" dile getirdi.
Saldırılarda ve hapishanelerde öldürülen doktorlar
Alanında uzman ve tanınmış birçok doktor, saldırılarda veya alıkonulma sonrasında yaşamını yitirdi. Bu isimlerden bazıları ise şu şekilde:
Adnan el-Burş
Şifa Hastanesi Ortopedi Bölüm Başkanı Burş, Aralık 2023'te gözaltına alındıktan aylar sonra Mayıs 2024'te İsrail hapishanesinde hayatını kaybetti.
Burş, Gazze’nin kuzeyindeki Nuseyrat bölgesinde bulunan El-Avde Hastanesi'nde çalışırken alıkonulmuştu.
Muhammed Nimr Gazaat
Çocuk cerrahisi ve genel cerrahi uzmanı Gazaat, 12 Mayıs 2024’te Deyr el-Belah’taki İsrail hava saldırısında diş hekimi oğlu Yusuf ile birlikte öldürüldü.
Tıp eğitimini Mısır ve İngiltere'de alan Gazaat, Şifa Hastanesi Çocuk Cerrahisi Bölümünün kurucuları arasında yer alıyordu.
İyad er-Rantisi
Kadın hastalıkları uzmanı Rantisi, alıkonulduktan sonra 17 Kasım 2024'te İsrail hapishanesinde işkence sonucu yaşamını yitirdi.
Kemal Advan Hastanesine yapılan baskında gözaltına alınan Rantisi, aynı hastanenin doğum servisi başkanlığını yürütüyordu.
Ömer Feravne
Kadın hastalıkları uzmanı Feravne, 15 Ekim 2024'te Gazze’nin Tel el-Heva semtindeki evine düzenlenen hava saldırısında eşi, çocukları ve torunlarıyla birlikte öldürüldü.
Gazze'deki İslam Üniversitesi Tıp Fakültesinde Öğretim Üyeliği yapan Feravne, fakülte dekanlığı görevini de üstlenmişti.
Rafet Leb
Şifa Hastanesi Dahiliye Bölüm Başkanı Leb, 18 Kasım 2024'te İsrail saldırısında öldü.
Şeyh Hamed Rehabilitasyon ve Protez Hastanesinin yönetimini üstlenen Leb, Endonezya Hastanesindeki doktorların eğitimiyle ilgileniyordu.
İsrail ayrıca Gazze'de hayati önem taşıyan görevler üstlenen doktorları alıkoymaktan da geri durmadı. Bu isimler de şöyle:
Hüsam Ebu Safiyye
Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Kemal Advan Hastanesi Müdürü Ebu Safiyye, İsrail ordusu tarafından 24 Aralık 2024’teki baskın sırasında tutuklandı.
Saldırıları sonrasında hastanenin birçok bölümü hizmet dışı kalmıştı.
Ebu Safiyye daha önce 24 Kasım’da İsrail ordusunun hastaneye yönelik saldırısı sırasında yaralanmış olmasına rağmen görev yerini terk etmeyi reddetmişti. Gazzeli doktor, aynı süreçte bir başka baskında oğlunu kaybetmişti.
İsrail makamları Ebu Safiyye’yi şubat ayında "yasa dışı savaşçı" iddiasıyla gözaltına almış ve daha sonra işkence ve tıbbi ihmal gibi ihlallere maruz kaldığı ortaya çıkmıştı.
Mervan El-Hams
Ebu Yusuf Neccar Hastanesi Müdürü ve Gazze’deki sahra hastanelerinin yönetiminden sorumlu Hams, İsrail ordusuna bağlı bir askeri birim tarafından 21 Temmuz’da doktorluk görevi sırasında gözaltına aldı.
Sağlık Bakanlığı aynı zamanda Bakanlık Sözcüsü olan Hams’ın gözaltına alındığı sırasında uygulanan şiddet sebebiyle ayağından yaralandığını ayrıca nerede tutulduğu ve sağlık durumuna ilişkin hiçbir bilginin olmadığını bildirdi.
Altyapının hedef alınması
İsrail askerleri tarafından doğrudan hedef alınmanın yanı sıra sağlık sektörü çalışanları, ilaç, tıbbi malzeme ve ekipman eksiklikleriyle de mücadele ediyor.
Bu zor durumlar, hastalara tanı konulmasının engellenmesi, sağlık merkezleri ile hastanelerin tahrip edilerek hizmet dışı bırakılmasına kadar uzanıyor.
Gazze'deki Sağlık Bakanlığı Genel Müdürü Münir el-Burş’un 12 Ağustos’ta paylaştığı verilere göre, İsrail saldırıları nedeniyle 38 hastaneden yalnızca 15’i zor şartlar altında çalışır durumda.
Hükümetin mayıs ayı sonunda yayımladığı son istatistiklere göre, 22 aylık soykırım sürecinde Gazze’deki 38 hastanenin tamamı ya bombalandı ya yıkıldı ya da hizmet dışı bırakıldı.
Ayrıca yaklaşık 82 tıp merkezi ve 164 sağlık kuruluşu da saldırılar sonucu kullanılamaz hale geldi.
Hükümet raporunda ayrıca, İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’nin çeşitli bölgelerinde yaklaşık 144 ambulansı hedef aldığı, bunun yanı sıra aralarında kurtarma araçlarının da bulunduğu 54 sivil savunma aracını vurduğu belirtildi.
Sağlık altyapısına yönelik bu kasıtlı saldırılar nedeniyle hala faal olan az sayıdaki hastanedeki doluluk oranı yüzde 300’e ulaştı.
Gazze'de sağlık gerçeği
Gazze’de soykırım öncesinde de oldukça kırılgan olan sağlık sistemi, bugün yaşanan felaketler, hastalar ve yaralılar üzerinde ağır sonuçlar doğuruyor.
Sağlık Bakanlığı, hastaların ilaç ve tıbbi malzeme eksikliği nedeniyle yaşamlarını yitirdiğine dair defalarca açıklama yaptı.
Burş’un verdiği bilgilere göre, 18 bin yaralı rehabilitasyona ihtiyaç duyuyor, toplam yaralılar arasında 4 bin 800 ampütasyon vakası kaydedildi; bunların içinde 718 çocuk bulunuyor.
Hükümet Medya Ofisi ise Gazze’de 22 bin hastanın yurt dışında tedaviye ihtiyaç duyduğunu ancak İsrail’in seyahat etmelerine izin vermediğini açıkladı.
Ayrıca, 12 bin 500 kanser hastası, tedavilerinin engellenmesi nedeniyle ölüm riskiyle karşı karşıya bulunuyor. 350 bin kronik hastalığı olan kişi de ilaç girişinin engellenmesi nedeniyle ciddi sıkıntılar yaşıyor.
Yerinden edilmenin yol açtığı hastalıklar nedeniyle sağlık sistemi üzerindeki baskı daha da artıyor. Gazze hükümetinin verilerine göre, 2 milyon 136 bin kişi bulaşıcı hastalıklara yakalanırken, 71 bin 338 kişi hepatit oldu.
İsrail’in uyguladığı aç bırakma politikası da sağlık sistemi üzerindeki baskıyı artırıyor. Beslenme yetersizliği vakalarındaki büyük artışa paralel olarak geçen hafta Gazze hükümeti, 1,2 milyon çocuğun ciddi gıda güvensizliği içinde olduğunu açıkladı.
- Kaynak: TRT Haber | www.trthaber.com
AB Komisyonu üyesi Lahbib: Gazze'deki açlık "kıtlık" boyutuna ulaştı

Lahbib, ABD merkezli X şirketinin sosyal medya platformundaki hesabından Gazze'deki durumla ilgili açıklama yaptı.
Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması (IPC) tarafından yayımlanan son rapora dikkati çeken Lahbib, bölgede insanların açlıktan hayatını kaybettiğini vurguladı.
Lahbib, durumun artık "kıtlık" düzeyine ulaştığına işaret ederek, "İnsanlar açlıktan ölüyor. Eylül sonuna dek her üç kişiden biri kıtlıkla karşılaşabilir. Bu, zamana karşı bir yarış." ifadelerine yer verdi.
Lahbib ayrıca, "İsrail'i kesintisiz ve sürekli insani erişime izin verme çağrısı yapıyorum." ifadesini kullandı.
Birleşmiş Milletlerin (BM) desteklediği gözlem kuruluşu IPC'nin raporunda 15 Ağustos itibarıyla Gazze kentindeki kıtlığın makul kanıtlarla doğrulandığı bildirilmişti.
- Kaynak: TRT Haber | www.trthaber.com
DSÖ: Gazze'de sadece bu yıl yetersiz beslenme nedeniyle 206 kişi öldü

Peeperkorn, Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi'nin haftalık basın toplantısında Gazz'ye ilişkin değerlendirme yaptı.
BM'nin desteklediği gözlem kuruluşu Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırmasının (IPC) raporunda 15 Ağustos itibarıyla Gazze kentindeki kıtlığın doğrulandığını hatırlatan Peeperkorn, "Yarım milyondan fazla insan açlık, yoksulluk ve ölümle karakterize felaket koşullarıyla karşı karşıya. Bu, Orta Doğu bölgesinde bir kıtlığın resmi olarak doğrulandığı ilk durum." dedi.
Peeperkorn, Gazze'de akut yetersiz beslenmenin hızla kötüleşmeye devam etmesinin öngörüldüğüne dikkati çekerek, "DSÖ tarafından doğrulandığı üzere yalnızca 2025'te yetersiz beslenmenin etkileri nedeniyle 206 kişi hayatını kaybetti. Haziran 2026 itibarıyla, IPC analizine göre 5 yaş altındaki en az 132 bin çocuk, akut yetersiz beslenme nedeniyle ölüm riski altında. Bu sayı, Mayıs 2025'te bildirilen IPC tahminlerine kıyasla iki katına çıktı." bilgisini paylaştı.
Kıtlığın, Gazze Şeridi'nin diğer bölgelerini de vurduğunda durumun hızla kötüleşeceğine işaret eden Peeperkorn, "Bu, insan yapımı bir kriz ve tersine çevrilmeli. Harekete geçme zamanı şimdi, gecikmeden ve bahanelere başvurmadan." diye konuştu.
Peeperkorn, Gazze'de acil ve sürekli ateşkesin sağlanması gerektiğinin altını çizerek, tüm Gazzelilere kitlesel yardım akışının engelsiz şekilde sağlanması gerektiğini vurguladı.
IPC raporu
IPC'nin yayımladığı son raporda, "15 Ağustos 2025 itibarıyla, Gazze şehrindeki kıtlık (felaket seviyesi olarak bilinen IPC'nin 5. seviyesi) makul kanıtlarla doğrulandı. 22 ay süren acımasız çatışmaların ardından, Gazze Şeridi'nde yarım milyondan fazla insan açlık, yoksulluk ve ölümle karakterize felaket koşullarıyla karşı karşıya." tespitine yer verilmişti.
Ayrıca, raporda bu kıtlığın, Gazze Şeridi’nde de yaygınlaşmasının beklendiği belirtilmişti.
- Kaynak: TRT Haber | www.trthaber.com
BM, Gazze'deki kıtlığın sorumlusu olarak "İsrail'in sistematik engellemelerine" işaret etti

Fletcher, BM Cenevre Ofisi'nin haftalık basın toplantısında değerlendirmelerde bulundu.
BM'nin desteklediği gözlem kuruluşu Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırmasının (IPC) raporunda 15 Ağustos itibarıyla Gazze kentindeki kıtlığın makul kanıtlarla doğrulandığını hatırlatan Fletcher, "Lütfen IPC raporunu baştan sona okuyun. Üzüntü ve öfkeyle okuyun. Kelimeler ve sayılar olarak değil, isimler ve hayatlar olarak okuyun. Bu bir kıtlık, izin verilseydi önleyebileceğimiz bir kıtlık. Ancak İsrail'in sistematik engellemeleri nedeniyle sınırlarda gıda birikiyor." diye konuştu.
Fletcher, Gazze'de yaşanan kıtlığın önce en savunmasızları vurduğuna işaret ederek, insanların onurlarından mahrum bırakıldığını söyledi.
"(Gazze'de yaşananlar) Bir ebeveynin hangi çocuğunu besleyeceğini seçmeye zorlayan bir kıtlık. İnsanları yiyecek bulmak için hayatlarını riske atmaya zorlayan bir kıtlık. Bu, defalarca uyardığımız bir kıtlık." şeklinde konuşan Fletcher, uluslararası medyanın bu bölgeye girerek yaşananlara tanık olmasına ve haber yapmasına izin verilmediğini dile getirdi.
Fletcher, Gazze'deki durumu insansız hava araçları ve tarihin en gelişmiş askeri teknolojisiyle gözetlenen "21. yüzyıl kıtlığı" olarak niteledi.
"Hepimizi rahatsız edecek ve etmesi gereken bir kıtlık"
Gazze'de kıtlığın bazı İsrailli liderler tarafından açıkça bir savaş silahı olarak desteklendiğini de belirten Fletcher, "Hepimizin gözü önünde bir kıtlık. Herkes bunun farkında. Hepimizi rahatsız edecek ve etmesi gereken bir kıtlık. Bu, öngörülebilir ve önlenebilir bir kıtlık. Zulmün yol açtığı, intikamla haklı gösterilen, kayıtsızlığın mümkün kıldığı ve suç ortaklığıyla sürdürülen bir kıtlık." ifadelerini kullandı.
Fletcher, Gazze’de yaşananların dünyayı acil eylemlere yöneltmesi gereken bir kıtlık olduğunu vurgulayarak, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’dan ve ona ulaşabilen herkesten Gazze’de ateşkesi sağlamalarını istedi.
Fletcher, "(Gazze Şeridi'nin) Kuzey ve güneydeki tüm geçişleri açın. Yiyecek ve diğer malzemeleri, engelsiz ve gereken büyüklükte bir şekilde içeri alalım. İntikamı durdurun. Çok fazla kişi için çok geç ancak Gazze'deki herkes için değil. Yeter. İnsanlık adına, bizim içeri girmemize izin verin." dedi.
ABD'li yetkililerle çok düzenli temas halinde olduklarını aktaran Fletcher, şunları kaydetti:
"ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'deki açlığa son vermemiz gerektiği yönünde açıkça talimat vermesi dikkat çekici. Bunu ciddiye alıyorum ve ABD'li meslektaşlarımızın da bunu ciddiye aldığını biliyorum. Onlardan isteğim, geniş ölçekte faaliyet göstermemize, sahip olduğumuz ağları, kaynakları ve deneyimi kullanmamıza izin vermeleri. Bunu dünyanın her yerinde yapıyoruz ve elbette Gazze'de de yaptık. Bu yılın başlarında, ilk çeyrekte ve ateşkes sırasında oradaydım. Her gün 600-700 yardım tırı giriş yapıyordu. Bunu tekrar yapabiliriz."
IPC raporu
IPC'nin yayımladığı son raporda, "15 Ağustos 2025 itibarıyla, Gazze şehrindeki kıtlık (felaket seviyesi olarak bilinen IPC'nin 5. seviyesi) makul kanıtlarla doğrulandı. 22 ay süren acımasız çatışmaların ardından, Gazze Şeridi'nde yarım milyondan fazla insan açlık, yoksulluk ve ölümle karakterize felaket koşullarıyla karşı karşıya." tespitine yer verilmişti.
Ayrıca, raporda bu kıtlığın, Gazze Şeridi’nde de yaygınlaşmasının beklendiği belirtilmişti.
- Kaynak: TRT Haber | www.trthaber.com
BM Gazze'de tam kıtlık hali ilan etti

BM Sözcülük Ofisi, Guterres'in, Gazze'de Filistinlilerin yaşadığı açlık ve burada insani yardım konusundaki sorunlara ilişkin yazılı açıklamasını paylaştı.
Açıklamada Guterres, "Gazze'deki cehennemi tarif edecek kelime kalmadığı anda, yeni bir kelime eklendi: Kıtlık." ifadelerini kullandı.
BM Genel Sekreteri, Gazze'de yaşananların "bir gizem" değil, "insan eliyle yaratılmış bir felaket, ahlaki bir suçlama ve insanlığın kendi başarısızlığı" olduğunu vurguladı.
"Kıtlık sadece yiyecekle ilgili değil, insanın hayatta kalması için gerekli sistemlerin kasıtlı olarak çökmesidir" değerlendirmesinde bulunan Guterres, Gazze'de çocuklar da dahil insanlar açlıktan ölmeye devam ederken, "harekete geçmesi gerekenlerin başarısız olduğunu" vurguladı.
Guterres, Gazze'de işgal ve ablukaya devam eden İsrail'in uluslararası hukuk uyarınca gıda ve tıbbi malzeme temin etme yükümlülüğünü hatırlatarak, "Bu durumun cezasız kalmasına izin veremeyiz." ifadesine yer verdi.
BM Genel Sekreteri, bir kez daha, Gazze'de derhal ateşkes sağlanması, esirlerin serbest bırakılması ve bölgeye tam insani yardım erişimi sağlanması taleplerini yineledi.
"Kıtlık en şiddetli seviyede"
BM destekli gözlem kuruluşu IPC, Gazze'de kıtlığın en şiddetli seviyesi olarak bilinen 5. seviyede tespit edildiğini bildirdi. BM, Gazze'de ilan edilen kıtlığın, İsrail'in gıda ve temel ihtiyaç maddelerine uyguladığı ablukanın doğrudan bir sonucu olduğunu belirtti.
BM, İsrail'in sistematik engellemeleri olmasaydı bu kıtlığın önlenebileceğini belirtti ve insani yardım faaliyetlerinin engelsiz bir şekilde sürdürülebilmesi için hızlı hareket edilmesi çağrısında bulundu. Ayrıca Gazze'deki kıtlığın "tüm dünya için bir utanç" olduğu vurgulandı.
BM'nin raporuna göre Gazze'de 12 binden fazla çocuğun yetersiz beslenme sorunu yaşadığı doğrulandı. Ayrıca, yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısının 200'ü aştığı belirtilirken, yaklaşık bin 500 hamile ve emziren kadının da ek beslenmeye acil ihtiyacı olduğu ifade edildi.
İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde 19 Ocak'ta yürürlüğe giren ateşkesin ardından 18 Mart sabahı şiddetli saldırılarına yeniden başladı.
İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda en az 62 bin 192 Filistinli hayatını kaybetti, 157 bin 114 kişi de yaralandı.
İsrail'in ateşkesi bozduğu 18 Mart'tan itibaren Gazze'ye düzenlediği saldırılarında ise 10 bin 646 kişi yaşamını yitirdi, 45 bin 73 kişi yaralandı.
Gazze'de 27 Mayıs'tan bu yana İsrail-ABD güdümlü "Gazze İnsani Yardım Vakfı" tarafından insani yardım adı altında kurulan dağıtım bölgelerinde Filistinlilerin hedef alındığı sistematik saldırılar sonucu ölenlerin sayısı 2 bin 36'ya çıktı, yaralıların sayısı da 15 bin 64 oldu.
İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nde işgali genişletecek ve kalıcı hale getirecek saldırı planını uygulamaya başladı. Başbakan Binyamin Netanyahu, Gazze Şeridi’nin tamamını işgal edeceklerini duyurdu.
- Kaynak: TRT Haber | www.trthaber.com